Başkan Akgün'den 3 Mayıs Türkçüler Günü Mesajı...

Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin AKGÜN, 3 Mayıs Türkçüler Günü Dolayısıyla Mesaj Yayımladı.

3 Mayıs'ın Taşıdığı Manayı Anlamak Gerek diyen Başkan AKGÜN açıklamasında;
'3 Mayıs, Atsız'ın ifadesiyle zihinlerimizde iz bıraktığı şekliyle; '3 Mayıs 1944 Türkçülerin ıstırabı ile yoğrulmuş bir dönüm günüdür.'

'Türkçülük' fikir akımı; küresel eşkıyaların tarihi derinlikte yaşattıkları komplolar ve satın aldıkları işbirlikçilerinin ortak eylemleri sonucunda, Osmanlı Devletinin (Devlet-i Aliye'nin) yaşadığı çöküş ve dağılma döneminde yok olmanın eşiğinde, bir milletin verdiği var olma mücadelesinin tarihi seyrinde kazandığı süreçtir...

Yok olmanın eşiğine sürülen bir milletin kaderini, kendilerine dert edinen Türklük sevdalılarının, aziz milletimizin geleceğine adayan o güzel insanların; Türklük için faydalı olan her çabanın yanında, zararlı olan her adımın karşısında olma yönünde verdikleri mücadele sürecinde erişilen sonuçtur…

Türklüğe, Türküm diyenlere yönelen baskı ve dayatmaların reddedildiği, 3 Mayıs 1944'te milli şuurla başlatılan haklı direniş, her türlü işkence ve eziyetle örselenmeye çalışılmıştı. O yıllarda inançları ve fikirleri nedeniyle tutuklanan, aşağılanmaya, değiştirilmeye pasifleştirilmeye çalışılan 24 milliyetçi kahraman vatan evladı, Türkçülük ülkülerinden dolayı zulme reva görülmüştü...

3 Mayıs; işkenceye, zulme ve zalime karşı, iman dolu yüreklerin meydan okumasıdır. Çileler bizim rütbemizdir diyen Türk Milliyetçilerinin yaşadıkları zulme karşı duruşlarının yaşandığı şerefli bir süreçtir.

Bu aziz millet, 3 Mayısta, o güzel insanların sayesinde gafletten uyanmış, birilerinin taşıdığı maskelerin arkasındaki iğrenç yüzleri görmüş, maskeleri aralamış, dostunu, düşmanını tanımış ve deşifre etmiş ve tanıtmıştı herkese…


Sonraki yıllarda da olması gereken şuura ulaşamadık geçen yıllar itibari…
Türküm, doğruyum, çalışkanım sözleri ile devam eden andımızı okuduk yıllarca İlköğretim okullarımızda, Türkün ne demek olduğunu kavratamadan çocuklarımıza…

'Türk' kelimesinin derin anlamını, töreyi, kültürel açıdan taşıdığı mana derinliğini aktaramadığımızın mahkûmiyeti değil mi bu gün yaşadıklarımız?

Bu necip milletin dünya medeniyetine sağladığı derin katkıyı, İslm'a hizmetin zirvesini nasıl yaşadığını, Resullah'ın (sav) övgüsüne neden mazhar olduğunu anlatamayışımızın mahkûmiyeti değil mi bugün yaşadığımız sosyal çözülme…

O açıdan, bu gün de 3 Mayıs Türkçülük günü, toplumsal bilinçlenmemiz açısından önem arz eder…

Küresel eşkıyaların hadsiz ve sınırsız çok yönlü küresel saldırılarına karşı istiklal ve istikbal mücadelesi verdiğimiz bir süreçte;

Türk Milleti ve Türk Devleti olarak içerideki farklılıklarımızı, ayrışmayı bir yana bırakarak, bir ve beraber olmak, aklını kiraya veren, küresel eşkıyalıkların payandası olan, bu yolda kullanılan ve bu yolda az bir dünyalık için her şeyini satmada tereddüt etmeyen herkese, anladıkları dilden, mütekabiliyet realitesine dayalı gereken cevabın verilmesi gereken gündür.

Tepkilerimiz ile eş zamanlı, hayata geçirilmesi gereken husus; kendi içyapımızdaki birlik ve beraberliğin devamlılığı olduğundan hareketle, Milli Birlik ve Beraberlik Ülkümüze hizmet edecek faaliyetlere odaklanmak gerektiğidir.

İstikbalimizin teminatı olan neslin inşası mesuliyetine dönük yaptıklarımıza yönelmenin mana derinliğini fark etmemiz gerektiğine dikkat çekmek isteriz.

Bu necip milletin İslamiyet öncesi 'Budun' anlayışını, İslamiyet sonrasında devam eden, bütünü kucaklayan kültürel derinlikteki 'Millet' anlayışını anlatabilseydik; bu necip milletin dünya medeniyetine sağladığı o derin katkıyı, İslm'a hizmetin zirvesini nasıl yaşadığını, Resullah'ın (sav) övgüsüne neden mazhar olduğunu…

Yaşamak zorunda kalır mıydık bugün yaşadığımız sosyal çözülmeyi, ayrışmanın getirdiği sıkıntıları, toplumsal çalkantıları…

Gerçekte zoolojinin bir terimi olan 'Irk' kelimesinin, 'millet' kavramını açıklamaya yetmeyeceğini anlatabilmeliyiz çocuklarımıza.

'Kavim' kelimesinin de; aynı anadan, aynı babadan üremiş, içine hiç yabancı karışmamış aynı kandan bir topluluk demek olduğundan hareketle, tarih öncesi zamanlarda bile, kavmiyetçe saf olmadıkları göz önüne alınarak, sosyolojik açıdan da; fertlerin, dünyaya gelirken sosyal bir nitelik taşımadıkları, yönüyle de, 'Kavimci' anlayışın da 'Millet' kavramını açıklamada yetersiz kaldığını, yetersiz kalacağını ifade ederiz…

Z. Gökalp'in, '…millet, ne ırkın, ne kavmin, ne coğrafyanın, ne politikanın ne de iradenin belirlediği bir topluluk değildir. Millet, dilce, dince, ahlakça ve güzellik duygusu bakımından ortak olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden oluşan, bir topluluktur. Türk köylüsü onu (dili dilime uyan, dini dinime uyan) diyerek tarif eder. Felekten de bir adam, kanca ortak olduğu insanlardan çok dilde ve dinde ortak olduğu insanlarla beraber yaşamak ister. Çünkü, insani karakterimiz bedenimizde değil, ruhumuzdadır.' İfadesinin ilmi derinliğinin izahıyla çocuklarımızı aydınlatmamız gerektiğine dikkat çekeriz.

Bugün de Küresel Eşkıyaların ittifak saldırılarıyla deta Sırat Köprüsü'nden geçer misali, siyasi-askeri ve iktisadi alandaki var oluş mücadelemiz devam etmektedir.

Bu nedenle; birlik ruhumuzu yeniden tesis etmemiz, Türk milletine ve insanlığa önderlik edecek bir hamleyi sürdürmemiz elzemdir.

Dünyada ve çevremizde meydana gelen gelişmeler, küresel eşkıyaların tertip, tuzak ve faaliyetlerini görmek, Türküm diyen ve Türk olmaktan utanmayan herkese, tarihi bir mesuliyet, önemli bir görev yüklemektedir.

O açıdan, bu gün de '3 Mayıs Türkçüler' günü, toplumsal şuurlanma açısından önem arz eder…

Bu gün; toplumsal açıdan bir ayrışma değil, birleşme, ötekileştirme değil, kültürel manada birlik ve beraberliğin sağlanacağı ve milli bir şuur kazanmanın başlangıcı olmalıdır.
Bu duygular içinde, Aziz Milletimizin ve bu davaya gönül veren herkes için büyük anlamlar taşıyan 'Türkçüler Günü' nü kutluyoruz.' Dedi.


Metin AKGÜN
Eğitim Bilim Uzmanı
Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Bakmadan Geçme