
Geleceğimizi şekillendiren sorumluluk
Cengiz Bağdat
KARBON AYAK İZİ NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?
Karbon ayak izi, bir bireyin, kurumun ya da ülkenin doğrudan veya dolaylı yollarla atmosfere saldığı karbondioksit (CO₂) ve eşdeğeri sera gazlarının toplamıdır. Bu miktar genellikle ton CO₂ eşdeğeri (tCO₂e) cinsinden ifade edilir. Karbon ayak izi iki temel bileşenden oluşur:
* Birincil Ayak İzi: Fosil yakıtların doğrudan kullanımından (örneğin araç kullanımı, elektrik ve doğalgaz tüketimi) kaynaklanan emisyonlardır.
* İkincil Ayak İzi: Tüketilen ürün ve hizmetlerin üretim, taşıma ve tüketim süreçlerinde dolaylı olarak ortaya çıkan sera gazı salımlarıdır.
Her gün yaptığımız eylemler – market alışverişi, uçak yolculuğu, internet kullanımı gibi – doğaya görünmeyen ama etkili bir iz bırakır. Bu iz, karbon ayak izi olarak adlandırılır ve iklim değişikliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Küresel ısınmanın, kuraklığın, sel felaketlerinin ve biyoçeşitlilik kaybının arkasındaki en büyük nedenlerden biri atmosfere salınan sera gazlarıdır.
21.yüzyılda çevresel etkilerin ölçülmesi, sadece çevrecilerin değil, siyasetçilerin, ekonomistlerin ve iş dünyasının da gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü artık çevreye duyarlı olmak bir tercih değil, bir zorunluluk hâline gelmiştir. Özellikle Avrupa Birliği’nin yürürlüğe koyduğu Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), yüksek karbon salımı olan ürünleri ithal eden ülkelerden gelen malları sınırda denetime tabi tutmakta; böylece ihracatçı firmaları karbon emisyonlarını hesaplayıp raporlamaya zorunlu kılmaktadır. Türkiye de 2053 yılına kadar Net Sıfır Emisyon hedefi koymuş ve 2021 yılında Paris İklim Anlaşması’nı TBMM’de onaylamıştır.
Bu kapsamda, şirketlerin karbon ayak izini ölçmesi ve şeffaf şekilde raporlaması hem çevresel hem de ekonomik bir gereklilik hâline gelmiştir. AB ve OECD ülkelerinde zorunlu karbon raporlaması hızla yaygınlaşırken, Türkiye’de de bu uygulamanın yakın zamanda zorunlu hâle gelmesi beklenmektedir.
Ülkemize baktığımızda; 2024 verilerine göre, Türkiye’nin kişi başı karbon emisyonu yaklaşık 4.6 ton CO₂ düzeyindedir ve bu, dünya ortalamasının üzerindedir. TÜİK verilerine göre 2023 yılında toplam sera gazı emisyonu 461,9 milyon ton CO₂ eşdeğerine ulaşmıştır. En büyük payı %72,1 ile enerji sektörü alırken, onu tarım (%13), endüstriyel işlemler (%11,3) ve atık sektörü (%3,6) takip etmiştir.
BİREYSEL KARBON AYAK İZİ
Karbon ayak izi, bireylerin günlük yaşamlarında doğrudan veya dolaylı yollarla neden olduğu sera gazı salımlarının toplamıdır. Evde kullanılan enerjiden ulaşıma, beslenme tercihlerinden tüketim alışkanlıklarına kadar birçok etken bu iz üzerinde rol oynar. Bu nedenle bireylerin yaşam tarzlarında yapacakları küçük değişiklikler, çevre üzerinde büyük farklar yaratabilir.
KURUMSAL KARBON AYAK İZİ
Kurumsal karbon ayak izi, bir şirketin ya da herhangi bir kuruluşun tüm faaliyetleri sonucunda atmosfere doğrudan veya dolaylı olarak saldığı sera gazlarının toplamını ifade eder. Bu sadece üretim süreçleriyle sınırlı değildir; enerji tüketimi, lojistik faaliyetler, satın alınan ürün ve hizmetler, iş seyahatleri ve atık yönetimi gibi birçok farklı unsurun bütüncül bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir. Kurumsal karbon ayak izi, şirketlerin çevresel etkilerini ortaya koyan önemli bir göstergedir.
Karbon ayak izini ölçmek, şirketlere stratejik birçok avantaj sağlar. Sera gazı kaynaklarını analiz edip azaltma stratejileri geliştirmeye yardımcı olurken, ulusal ve uluslararası iklim düzenlemelerine uyum sürecinde de rehberlik eder. Aynı zamanda şeffaflık ve sürdürülebilirlik açısından yatırımcı, müşteri ve paydaşlar nezdinde olumlu bir imaj oluşturur. Enerji verimliliğini artırmak yoluyla maliyetlerin düşürülmesini sağlarken, şirketlerin yeşil finansman, karbon kredileri ve çevreci teşviklere erişimini kolaylaştırır.
Kurumsal karbon ayak izi genellikle şu adımlarla ölçülür: Öncelikle organizasyonel sınırlar belirlenir, ardından yakıt tüketimi, elektrik kullanımı ve lojistik gibi faaliyetlere ilişkin veriler toplanır. Bu veriler emisyon faktörleriyle çarpılarak toplam emisyon miktarı ton karbondioksit eşdeğeri (tCO₂e) olarak hesaplanır. Son olarak bu hesaplamalar ISO 14064 standardı ve GHG (GREEN HOUSE GAS) Protokolü çerçevesinde raporlanır.
Bu hesaplamalar üç kapsamda değerlendirilir:
Kapsam 1, kuruluşun doğrudan kontrolü altındaki faaliyetlerden, yani üretim tesislerinden veya şirket araçlarından kaynaklanan doğrudan emisyonları içerir.
Kapsam 2, harici olarak temin edilen elektrik, ısı veya buhar gibi enerjilerin üretiminden kaynaklanan dolaylı emisyonlardır.
Kapsam 3 ise tedarik zinciri, hizmet sağlayıcılar, iş seyahatleri ve atık yönetimi gibi diğer tüm dolaylı emisyonları kapsar.
Kurumsal karbon ayak izi hesaplaması, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve AB'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) gibi iklim politikaları doğrultusunda giderek daha önemli hale gelmektedir. Bu kapsamda şirketlerin karbon emisyonlarını şeffaf bir şekilde ölçmesi ve raporlaması, hem yasal yükümlülüklere uyum sağlamak hem de sürdürülebilir bir gelecek için gereklilik haline gelmiştir. Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda, kurumsal karbon raporlamasının önümüzdeki yıllarda zorunlu hale gelmesi beklenmektedir.
Sera gazlarının atmosferde aşırı birikmesi, dünyanın ortalama sıcaklığını yükselterek iklim sisteminde ciddi bozulmalara yol açmaktadır. Kuraklık, buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, aşırı hava olayları ve gıda güvenliği riskleri, bu değişimlerin doğrudan sonuçlarıdır. Bu etkiler yalnızca doğal çevreyi değil, insan sağlığını, sosyal yaşamı ve ekonomik istikrarı da tehdit etmektedir.
Tüm bu nedenlerle şirketler, karbon ayak izlerini hesaplayarak hem çevresel sorumluluklarını yerine getirebilir hem de karbon dengeleme ya da karbon nötr projelerle bu etkiyi azaltma yönünde adımlar atabilirler. Kurumsal karbon ayak izi, artık yalnızca bir çevre göstergesi değil; geleceğe atılmış kuruluş için önemli stratejik bir adımdır.
SERA GAZLARI
Sera gazları, atmosferde güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşmasına izin verirken, bu ışınların bir kısmının tekrar uzaya yansımasını engelleyerek dünyanın ısınmasına neden olan gazlardır. Bu özellikleri nedeniyle, sera gazları küresel ısınma ve iklim değişikliği üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Sera gazlarının atmosferdeki miktarlarının artması, çevresel bozulmaların yanı sıra sosyo-ekonomik sorunlara da yol açabilir. Bu gazlar, doğal ve insan kaynaklı olmak üzere iki ana grupta incelenir.
Doğal sera gazları arasında su buharı, karbondioksit, metan, nitröz oksit ve ozon yer alır. Su buharı, doğada en bol bulunan sera gazıdır ve okyanuslardan, göllerden ve bitkilerden buharlaşma yoluyla atmosfere karışır. Karbondioksit, volkanik faaliyetler, orman yangınları ve canlıların solunum faaliyetleriyle doğal olarak salınır. Metan gazı, çürüyen organik maddelerden, bataklıklardan ve pirinç tarlalarından atmosfere geçer. Nitröz oksit ise özellikle gübreleme, bakteri faaliyetleri ve doğal yangınlar sonucunda ortaya çıkar. Ozon, stratosferde yer alan tabakasıyla güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınlarını filtreleyerek koruyucu bir görev üstlenirken, troposferde yani alt atmosferde hava kirliliği nedeniyle oluşarak sera gazı etkisi yaratır.
Bu gazlar doğada doğal döngülerle var olsa da, insan faaliyetleri sonucunda atmosfere eklenen miktarları arttıkça, iklim sistemi üzerindeki etkileri daha yıkıcı hale gelmektedir. Bu nedenle sera gazlarının tanınması ve kontrol altına alınması, küresel iklim krizine karşı verilen mücadelenin temel yapı taşlarından biridir.
Doğal Sera Gazları
Su Buharı (H2O): Doğal sera gazlarının en bol olanıdır. Okyanuslardan, göllerden ve bitkilerden buharlaşma yoluyla atmosfere karışır.
Karbondioksit (CO2): Volkanik faaliyetler, orman yangınları ve canlıların solunumu gibi doğal kaynaklardan atmosfere salınır.
Metan (CH4): Çürüyen organik maddelerden, bataklıklardan ve pirinç tarlalarından atmosfere salınır.
Nitröz Oksit (N2O): Gübreleme, bakteri faaliyeti ve orman yangınları gibi doğal kaynaklardan atmosfere salınır.
Ozon (O3): Stratosferde bulunan ozon tabakası, güneşten gelen zararlı UV ışınlarını engeller. Troposferde ise ozon, hava kirliliği sonucu oluşur ve sera gazı görevi görür.