Yıllar önce bir yazımda Elazığ'ın kaderinin Keban Barajı ile değiştiğini yazmıştım. Keban Barajı ülkemiz adına gerçekten muazzam bir yatırım ve proje olmasına rağmen Elazığ'ın kaderini olumsuz yönde etkilemiş bir projedir.
Bunu uzun uzun yazıp konuşa biliriz. Ama o günden bugüne gelindiğinde artık geçmişi tartışmak yerine geleceğe umutla bakarak ne yapmak gerektiğini konuşmak lazım.
Her şehir kendi iç dinamikleri ile kimliğini oluşturmak zorundadır. Bu kimlik şehrin ekonomik yol haritasınıda beraberinde getirecektir. Yani kimlik lokomotif, beraberinde getirdikleri de vagon olmak zorundadır. Mesela Antalya, Mardin, Şanlıurfa turizm, Bursa, Gaziantep, Konya, Kayseri sanayi, Ege bölgesi illerinin büyük çoğunluğu Tarım ve hayvancılık, Kars, Erzurum, Ağrı Hayvancılık.
İşte bu marka ileler gibi Elazığ'ın da ekonomik kimliğini ortaya koyacak bir değer üzerine çok paydaşlı bir çalışma yapması gerekiyor. Yıllar önce bu anlamda bir kaç çalıştay yapılmıştı. ama bu çalıştaylar ya giden valilerin ayrılması, ya da siyasilerin hırsı nedeniyle yarıda kalmış ve doğum sonrası ölüm gibi büyütme ve yaşama şansı tanınmadan üstü örtülüp gömülüp bırakılmıştı.
1970'li yıllarda Elazığ'da TRT tarafından çekilen bir belgeselde Elazığ için doğunun sanayi anlamaında parlayan önemli bir kenti olarak bahsediliyor. Ama geldiğimiz noktada o günlerden bugüne sadece kapatılan fabrika ve kurumlardan başka geriye bir eser kalmamış durumda. Oysa Elazığ ekonomik olarak her anlamda kimlik oluşturmaya müsait örnek şehirlerden biri. Turizm, hayvancılık, tarım, küçükte olsa sanayi ve dini bir merkez olması. İşte burada devreye büyük akıl girmek zorunda. Elazığ'ı ekonomik anlamda marka şehir yapacak ve ekonomiyi Elazığ'da gelişme yönünde ilerletecek lokomotifimiz hangi alanda olmalıdır.
Bakın Antalya turizm alanında bir marka ekonomiye sahip. Yani Antalya'nın lokomotif ekonomisi turizm. Ama turizm beraberinde sanayi, tarım ve tekstili de taşımayı başarıyor. Otellerde yeme içme alanından tutun da, otel ekipmanlarına kadar, yapılan yeni tesislerin inşaasına kadar her alanda ekonomi canlı ve dinamik bir şekilde şehre katkı sağlıyor.
Bir diğer alan olan sanayi şehirlerinde de yine durum aynı. Sanayisi gelişmiş kentlerde özellikle gelen misafirlerden tutun da, nakliye, lojistik, tedarik zinciri derken şehirde bulunan tüm sektörler bu lokomotifin vagonu olmayı başarmış durumdalar.
Yani kazan kazan politikası.
işte bu noktada Elazığımızın da ekonomik bir lokomotif kimlik belirleyip bu alanda markalaşarak ilerlemesinde fayda olacağını düşünüyorum. son yazımda bahsettiğim ve son günlerde Elazığ'da sıkça konuşulan turizm sektörü bu anlamda Elazığ'ı taşıyacak bir lokomotif olduğunu düşünüyorum. Diğer ilelerde sadece bir alanda yılın belirli aylarında yapılan turizm faaliyetleri Elazığ'da turizmin çok daha fazla kolu ile yılın her dönemi canlı olacak şekilde yapıla bilir.
Tabi son yıllarda artan sanayi ataklarını da unutmamak lazım. Özellikle yurt dışına ihracat yapan Elazığlı önemli firmalarımızda var. Bu konuda da ciddi bir lokomotif olacak çalışmalar yürütüle bilir.
Kısacası Elazığ'ın bu anlamda yetkin kurum ve kişiler tarafından oluşturulacak paydaşlarla ekonomik çalıştaylar yapıp gerek akademik, gerekse saha aklını birleştirip bir kimlik oluşturma yolunda adımlar atılmasının büyük faydalar sağlayacağına inancım tam.
Yukarıdaki arama formları aracılığı ile Haber Kapsam arşivinde kelime, içerik, konu araması yapabilir veya gün-ay-yıl formatında tarih girerek tarihe göre haberleri listeleyebilirsiniz.
Çerez Bildirimi
Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.